1 Mayıs 2017 Pazartesi




        SINIF İÇİ OYUNLAR

Dışarıda yağmur mu yağıyor? Sınıfta tıkılıp kaldıysak bizde sınıfta oynarız..:)

        1)KÖR RESSAM OYUNU 


       KÖR RESSAM gözleri kapalı bir çocuk gizemli mi gizemli bir eğlence. Ne derseniz deyin, çocukluk cesaret ister bence. Şimdi nereden çıktı bu diyecek olursanız eğer, elinizle gözlerinizi kapatıp resim çizmenizi istesem ne tepki verirsiniz?Sanırım beni ciddiye bile almazsınız ya da “çok istiyorsan sen kapa gözlerini de, kolaysa çiz çizebilirsen”dersiniz.Neyse madem hem gözü kapalı hem de eğlenceden bahsettiysek, o zaman bu oyunu deneyelim.Masrafsız, hazırlaması kolay bir oyun.Önce tahtaya gözleri olmayan bir insan kafası çiziyoruz.Sonra öğrencilerin gözlerini bağlayıp bu yüzün içine gözler yapmasını istiyoruz. Tabi tam olarak ortalı yapamayınca hepsinin çok komiğine gidecektir.O zaman gelsin eğlence.Burada çocuklara dikkat ve yoğunlaşma yetilerini de arttırmada faydalı olacaktır.  Oyun hareketli bir oyun olduğu için bedensel gelişimlerine de katkıda bulunur.


       2)BOM!
  
    


    Tuzak kelime; Bom! Çocukluğumuzun en çok oynanan oyunlarından biri olan bom, bu gün gelip kapımıza dayandı ve yeniden eski günlere giderek, bizden kendisini hatırlamamızı istiyor. Ben de onu kırmıyorum ve düşüyorum çocukluğumun peşine. Hiçbir masrafı olmayan ve bol kahkaha garantili oyunumuz için bize kalabalık bir grup lazım. 10-15 kişi diye tabir edebileceğimiz oyuncu sayısı, bom için idealdir. Oyuncularımız bir halka oluşturacak şekilde dizilirler ve içlerinden biri 1’den itibaren saymaya başlar. Ama sayarken dikkat etmesi gereken bir kural vardır; 5 ve 5’in katlarına sıra geldiğinde, o rakamı söylemek yerine “Bom” demesi gerekir. Örneğin; 1, 2, 3, 4,bom, 6, 7, 8, 9,bom… 5 ve katlarında bom demeyi unutarak sayıyı söyleyen oyuncu oyundan elenir ve sıra diğer oyuncuya geçer. Genellikle, ilk turlarda 20 ya da 25’e kadar sayılır. Yeniden ilk oyuncuya sıra geldiğinde rakam sayısı yükseltilir ve her el bu şekilde devam eder, ta ki iki oyuncu kalana kadar. Son iki oyuncuya sıra geldiğinde ise, iyice hızlı saymaları istenir ve ağır sayan ya da bom demeyi unutan elenerek, kalan oyuncu birinci seçilir. Dikkat gerektiren bom oyunu, bazı yerlerde ise biraz daha farklı oynanır. Her oyuncunun tek tek rakamları saymasından sonra sıranın değişmesi yerine, her oyuncunun tek bir rakam söyleyip sıranın değişmesi şeklinde oynayanlar da vardır. Bu şekilde oynandığında, sırasını geciktiren kişi direk elenir, bu yüzden hızlı olunması oldukça önemlidir ve yine 5 ve 5’in katları yerine bom demeyi unutan oyuncu oyundan elenir. Bom, eğlencesi bol olan bir oyun olduğu için çocukluğumuzun günlerini sık sık şenlendiren bir oyundu. Canı sıkılıp da oynayacak bir oyun bulunamadığında, akla ilk gelenler listesinde yer alırdı. Anlayacağınız “masrafsız oyunlar, büyük mutluluklar” kategorisinde yer alan bom oyunu, çocukluğumuzun koca bir yerini dolduruyor. Eh, eğer o günlerdeki mutlu sahneleri bu günlere taşımayı biliyor ve hala yüreğimizde o günlerin izini taşıyabiliyorsak, bence çok şanslıyız demektir. Gelin bu şansı şimdi de, bu günün miniklerine verelim ve onların da büyüdüklerinde ellerinde kocaman hatıralar olmasını sağlayalım.
    
  Başka bir gün, yeni bir oyunla buluşana kadar, lütfen bol bol gülümseyin ve gülücüğü yayın dünyada. Oyunlarımız da, neşemiz de eksik olmasın…




23 Nisan 2017 Pazar

Eskiden Ve Günümüzde Oynanan Oyunların Karşılaştırılması

Merhaba arkadaşlar, bugün size önceden oynadığımız oyunlar ile günümüzde oynanılan oyunlardan bahsedeceğiz ve kısa bir karşılaştırma yapacağız. Umarım beğenirsiniz ツ



1.SEK-SEK OYUNU

















Hey gidi günler hey! Bunu ilk oynadığımız zamanlar hepimizin yaşı tahminen 5-6 idi. Annemizden izin alıp dışarıya fırlardık, akşama kadar arkadaşlarımızla deli gibi oynardık. Yani en azından ben öyleydim :) Daha sonra ebeveynlerimiz bizi zorla eve girdirmeye çalışırlardı, canımız sıkıla sıkıla eve dönerdik.. Şimdi bile hala oynadığım doğrudur:) Fakat günümüzde ise artık oynanmadığı gibi bu oyunun adı bile bilinmiyor..



2.SAKLANBAÇ OYUNU


















Bu oyun tahminimce en sevilen oyundu. Aramızda adının saklanbaç olduğunu öğrenene kadar saklambaç diyen de vardır. :)  Ebe 1..2..3..20 deyince hepimiz bir yere saklanır, heyecanlı heyecanlı ebenin yerinden ayrılmasını beklerdik. En gerilim dolu anlarımdan biridir; ebenin yerinden ayrılması ve birer birer yerlerimizden fırlayıp ebeyi sobelemeye çalışmamız.. Artık maalesef bu oyun da unutulmaya yüz tutuluyor..


MİSKET OYUNU




















Tüm mahalle çocuklarıyla toplanıp oynadığımız bir oyundu. Ne kadar misket kazanırsak, o kadar zengin ve arkadaşlarımız arasında o kadar popülerdik :) Elimizde tek misket olunca da ''Niye oynayamıyorum'' der, çok üzülürdük. Bu küçük rengarenk bilyeleri almak için dükkanların önünde bir yığın çocuk olurdu..

Günümüzde ise bu bilyelerin yerini içinde küçük boncuklar olan silahlar almış olduğu gibi aynı zamanda bilgisayar oyunları da yer almakta. Önceden ebeveynler bizi eve girdirmeye çalışıyordu şimdi ise ebeveynler çocuklarını bilgisayarın başından kaldırıp, sokağa çıkarmakla uğraşıyor ve bu durum bir hayli üzücü. 

Bugünlük yazımızın sonuna gelmiş bulunmaktayız. Sizi biraz da olsa aydınlattıysak ne mutlu bize :) Bir sonraki yazımızda görüşmek üzere.. 


15 Nisan 2017 Cumartesi

YERDEN YÜKSEK


Sokakta oynanan bir çocuk oyunudur, kalabalık bir şekilde de oynanabilir.
Ebeyi seçmek için 1.2.3 denir ve herkes yerden yüksek bir yere çıkar,
Yere en yakın olan kişi ebe olur ve oyun başlar.
Ebe ayağı yere değen kişiyi ebeleyerek onu ebe yapar.
Ebe yanına gelince ayakları yerde değil de yüksekte olursa ebe onu ebeleyemez.
Bu oyunda devamlı yüksekte durmak yasaktır.
Sık, sık ayakların zemine değmesi gerekir amaç ebe gelirken, ebeye yakalanmadan iki ayağı da birden yüksekte tutmaktır.





KUTU KUTU PENSE

Elele tutunarak daire halinde dönerken oyuncular bir yandan  da şu tekerlemeyi söylerler: Kutu kutu pense
Elmayı yerse
Arkadaşım  Ayşe
Arkasını dönse
Bu tekerleme ile birlikte ismi söylenen oyuncu (Ayşe) hemen arkasına döner.
Kutu kutu pense
Elmayı yerse 
Arkadaşım Ahmet
Önüne dönse
İsmi söylenen oyuncu (Ahmet) önüne döner. Bir nevi yanıltmaca oyunudur. Tekerlemede “önüne” denilen oyuncu “arkasına” dönerse yanar ve oyun dışı kalır.




YAĞ SATARIM BAL SATARIM


Yağ satarım oyununda önce bir ebe belirlenir.

Oyuncular yüzleri birbirine dönük halka oluşturacak biçimde yere otururlar.

Ebe bir mendilin ucunu düğümleyerek eline alır.

Bunu arkasında saklayarak halkanın çevresinde dolaşmaya başlar.

Bu sırada da oyuna adını veren şarkıyı söyler:
Yağ satarım, bal satarım,
Ustam öldü, ben satarım.
Ustamın kürkü sarıdır.
Satsam 15 liradır.
Zam-bak Zum-bak
Dön arkana iyi bak.

Dolaşırken mendili belli etmeden oyunculardan birinin arkasına yere koyar. Arkasına mendil bırakılan oyuncu, bunun farkına vardığı anda mendili alarak ebeyi kovalamaya başlar. Ebe, yakalanmadan onun yerine oturursa, mendili alan çocuk ebe olur; yakalanırsa, oyun aynı ebeyle devam eder.



  Bu oyunları sizlere tanıtarak geçmişimizdeki unutulmaya yüz tutmuş oyunları tekrar hatırlatmaktı. Birer öğretmen adayı olarak bunun meslek hayatınızda işinize yarayacağını düşünüyorum. Yeni nesli gelişmekte olan teknolojinin kurbanı etmemek için bu oyunları bilmemiz ve öğretmemiz gerekmektedir.

  Bu anlatılan oyunların hepimizin geçmişinde çok güzel ve özel anılara sahip olmamızda katkıları vardır. Bu oyunlar sosyalleşmemize, grup halinde hareket etmemize, fiziksel ve psiko-motor gelişime ve zihinsel gelişime yardımcı olur. Çocuklar için önemli bir detay olan bu oyunlar ne yazık ki gün geçtikçe unutuluyor.

  Sevgili Öğretmen Adayı Arkadaşlarım,
Sizden ricam hepiniz için kıymetli olan öğrencilerinize bu oyunları oynatın.  Onların gelişimde en büyük destek sizden olmalı. Çünkü onların hayatındaki önemli kişilerdensiniz.
Umarım yazımızı beğenirsiniz. 
  


8 Nisan 2017 Cumartesi

ESKİ ZAMAN OYUNLARI

         

            SOKAKTA VE EVDE OYNANAN

                   ÇOCUK OYUNLARI


Heeyyy çocuklar işte yeni oyunlarımız geldiii artık bilgisayar başından kalkma vakti koş dışarı arkadaşlarını topla ve aşağıdaki oyunlarla harika vakit geçir =)

Saklambaç:




İşte benim çocukluğumun en güzel oyunlarından birisidir saklambaç.Bildiğimiz üzere saklambaçta bir ebe olur ve bağırarak sayar sayması bittiğinde koşarak arkadaşlarının saklandığı yerden bulmaya çalışır.Arkadaşını bulamadan sayı saydığı yere gidip ebe diye bağırırsa arkadaşı ebe olmaz fakat arkadaşını saklandığı yeri bulursa adını söyleyerek sayı saydığı yere gider ve arkadaşı ebe olur.Ne eğlenceli oyunlardı hey gidi günler..

Çocuğunuzun sürekli evde oturmasından, bilgisayarın başından saatlerce kalkmamasından şikayetçi iseniz aşağıdaki oyunları ona öğretmenizi tavsiye ederim.


   Körebe:

Yine en eğlenceli oyunlarımızdan birini sizlere anlatacağım körebe adı üstünde bir ebemiz olacak ve gözlerini bağlayacağız.Arkadaşları ebeden çok uzaklaşmadan ebemiz arkadaşına dokunmaya çalışır dokunduğu arkadaşının kim olduğunu tahmin ederse ebemiz artık o dur.Biz zamanında ebenin etrafından dönerken tekerlemeler söylerdik ses çıkarırdık bizi daha rahat bulsun diye.Sizde bunun gibi şeyler ekleyebilirsiniz oyununuza.Körebeyi oynarken vaktin nasıl geçtiğini anlamayacaksınız :)

İSTOP:
Eveet yine eski zamanlarımızın en güzel oyunlarından biri.Hemen size istop nasıl oynanır onu anlatacağım oyuna başlarken arkadaşlar daire olurlar içlerinden biri ebe olur ve topu havaya atar top havadayken arkadaşının adını söyler söylediği arkadaşı topu yere düşmeden yakalarsa ebe olmaz o da daire içindeki bir arkadaşının adını söyler ve topu havaya atar ve top yere değip yakalarsa topu ebe olur iştee en heyecanlı yere geliyoruz ebe topu eline alır almaz istoop diye bağırır.Bütün arkadaşları kaçtıkları yerde durmak zorundadırlar.Ebe en yakınındaki arkadaşını vurmaya çalışır vurduğu kişi üç kere vurulursa oyun boyunca oyunu kaybeder.Yine biz zamanında arkadaşlarımızla oynarken yenilen arkadaşımıza isim takardık bu da genellikle hayvan isimleri olurdu sizde oyunun komik olmasını isterseniz böyle taktikler geliştirebilirsiniz 
Çocuklarımıza yazdığımız oyunlar ne kazandıracak merak mı ediyorsunuz
OYUN: Çocuğu fiziksel yönden geliştirir,sosyalleşmesini sağlar,büyük ve küçük kaslarını geliştirir,stres atmasını sağlar ve çocuğun yaratıcılık dünyasını hayal gücünü geliştirmesini sağlar. 
Yazımızı okuyan herkese teşekkür ederiz sevgiyle kalın =)=)










2 Nisan 2017 Pazar

Hi Guys


ÇOCUKLARIN VAZGEÇİLMEZİ

Şimdi sizlere yeni çağın en güzel oyunlarından bahsetmek istiyoruz umarım sıkılmadan blog yazımızı okursunuz kalp kalp kalp :)

Haydi Benim Gibi Yürü :



Şimdi sizlere zevkle oynayacağınız ve sıkılmayacağınız bir oyun tanıtmak istiyoruz.
Oyunumuzun adı 'Haydi Benim Gibi Yürü' bu oyunumuz 4 yaş ve üzeri bütün zeki çocuklar içindir.
Bu oyun için en az 2 kişi gerekmektedir en yakın arkadaşını kap gel.
Şimdi en merak ettiğiniz bölüme geçiyoruz bu oyunda her bir çocuktan bir taklit yürüyüşü yapılması istenir.
Yürüyüşü yapan çocuk bu yürüyüşü başarılı bir şekilde yaparsa arkadaşlarından alkış alır.
Yürüyüş çeşitlerimizden bahsetmek istersek;
- İhtiyar adam yürüyüşü: Sırt kamburlaştırılır ,baş öne bükülür ,elde baston varmış gibi yavaş yavaş yürünür.
-Cüce yürüyüşü: Dizler tam bükülür ,baş omuzlar arasına gömülür ,kollar aşağıya sarkıtılır.
-Robot yürüyüşü: Vücut gergin ,dizler ve kollar bükülmeden yürünür kollar öne ve geriye sopa gibi sallanır.

Bu oyun çocukta gözlem ve bedeni daha iyi kullanma becerilerini geliştiren bir oyunudur.


DEVE - CÜCE :



Bu oyunumuz genellikle herkes tarafından bilinen ve sıkça oynanan bir oyundur.Genellikle öğretmenler dersten sıkılan öğrencilerin dikkatini toplamak için bu oyunu oynatır. Oyunumuz 4 yaş ve üzeri bütün çocuklarla oynanabilir en az iki kişi ve grupla da oynanabilir. Meteryal gerekmez.
Nasıl oynanır pekiii? :)
Oynayacak çocuklar karşımıza alınır ayakta durur. Liderin 'Deve' dediğinde çocukların ayakta durması 'Cüce' dediğinde ise çömelmesi gerekir. Bu komutlar karışık tekrarlanır yanlış yapan çocuk oyun dışı kalır. Bir çocuk kalana kadar bu oyun tekrarlanır ve son kalan çocuk oyunu kazanır.

Bu oyunumuzda çocuk kaba motor becerilerini geliştirir. Dikkat ve grup çalışmasını geliştirir.


Bu haftalık bizden bu kadar blogumuzu okuduğunuz için teşekkür ederiz haftaya görüşmek üzere sevgiyle kalın :)(:






26 Mart 2017 Pazar

ÇOCUK OYUNLARI


ÇOCUKLARIN FAVORİ OYUNLARI

Çocuklar hayatı oyunlarla öğrenir.Oynamak için hayallerin olması gerekir ve oyunda var olan tek şey, duygulardır...

          AÇ KAPIYI BEZİRGAN BAŞI



 Bir zamanların çocukluğumuzun en gözde oyunları arasında yer alırdı.Oyuncular tekerleme aracılığıyla aralarından iki kişiyi seçerler. Bunlar bezirgan başı olur ve kendilerine bir isim verirler (kırmızı-yeşil, elma-armut, balık-kelebek vb.).Bizler genel olarak meyve isimlerini kullanırdık. Karşılıklı olarak el ele tutuşarak bir kapı oluşturulurdu.Daha sonra diğer oyuncular bir kervan misali ardı ardına sıralanırlar ve bu kapının içinden geçerler. Bu sırada oyunun şarkısı söylenir:
“Aç kapıyı bezirgan başı, bezirgan başı...
Kapı hakkı ne alırsın, ne
verirsin, arkamdaki yadigar olsun,
yadigar olsun. 1 sıçan, 2 sıçan,
3’üncü de kapana kaçan.”
 Bezirganlar kapının içine aldığı oyuncuya sorarlar, “Çilek mi Muz mu?” Kapının içindeki arkadaşımız hangi bezirganın adını söylerse onun arkasına geçer ve bu durum kervanın son oyuncusuna kadar devam ederdi.
             SEK SEK

 Sek sek oyunu iki kişilik bir oyun olduğunu söylerler ama bizler hep 5 6 arkadaş birlikte oynardık.1'den 8'e rakamları kullanarak kare veya daire çizerdik.Çocuklar arasında en yaygın olan çizim kare olan çizimdir.Hepimizin elimize düzgün birer taş alırdık ve sıramızı beklerdik.Bu taş 1'e atılır taş konduktan sonra taşın konduğu kareden atlanarak sırasıyla tek ayakla 2 ve 3 basılır daha sonra 4 ve 5'in olduğu karelere iki ayak basılır 6'ya tek ayak basılır 7 ve 8'e iki ayak basılarak 7 ve 8'den tekrar geri dönülür.Aynı şekilde devam edilerek 1'e gelinir tek ayak üzerinde eğilerek 1'den taş alınır ve sırasıyla atılmaya devam edilir.1'ler 2'ler ve 3'ler yapıldıktan sonra 4'ler yapılırken 5'lere tek ayak basılır.Aynı şey 7 ve 8 içince geçerliydi.Bu oyunun en dikkat edilmesi gereken kuralı ise karenin çizgisine asla basmamak olacaktı.Biraz olsun ayak ucun deyse sıradaki arkadaş oyuna başlardı.Bir diğer kural ise istenilen alana taş kondurulamaz ise oyun hakkı yine sıradaki arkadaşa geçerdi.

19 Mart 2017 Pazar

Çocuk Oyunları

ÇOCUK OYUNLARI

Merhaba arkadaşlar, hepinize hoşgeldiniz diyoruz. Bu blogta çocuklara yönelik oyunlar ve oyunların içeriği konu olacak. Her hafta birbirinden eğlenceli ve güzel oyunlarla karşınızda olacağız. 

 Öncelikle ilk oyunumuz:

 YAKALA-BIRAK!














Bu oyunumuz 3-4 yaş düzeyi çocuklara yönelik ve 10-12 kişi arasında oynanıyor. Tabii ki birbirlerini önce yakalayıp sonra hızlıca bırakmak gibi bir şey değil :) Çocuklar önce ellerine kalem, silgi, cetvel gibi eşyalardan birini alıyorlar ve öğretmenin, ''Size bir olay anlatacağım. Bu sırada YAKALA sözcüğünü söyler­sem, elinizdeki eşyayı hemen masanın üzerine koyacaksınız, ama BIRAK dersem koyduğunuz eşyayı alacaksınız'' demesiyle birlikte oyun başlar. Sadece sınıf içi oynanılan bir oyun değildir ve başta lider vasfında birinin olması gerekmektedir. Bir de kazanana ödül olursa daha çok eğlenceli olacaktır :)

İkinci Oyunumuz:

GÖZLE VE UNUTMA
















Bu oyunumuz da 5-6 yaş düzeyi çocuklara yönelik ve 10 kişi arasında oynanıyor. Çocukların dil seviyelerine uygun olarak hazırlanan materyal kısmındaki eşyalar masa üzerine konuluyor ve çocuklar bir süre baktıktan sonra üzeri bir örtüyle kapanıyor. Çocuklara kalem ve kağıt verilip gördükleri eşyalardan hatırladıklarının resimlerini çizmeleri isteniyor. 6-8 dk süre vardır. Resim çizme işi bittikten sonra eşyaların üstü açıldığında çocuklar hem kendi çizdiklerini hem de masa üstündeki eşyaları kontrol ediyor ve en çok hatırlayan kişi alkışlanarak oyun sona eriyor. Anlayacağınız tamamen çocukların belli bir durumda gözlem yapabilme yeteneğiyle ilgili geliştirici bir oyun :)

Ve sırada üçüncü oyunumuz:

ŞAPKA ÇIKARMAK




Bu oyunumuz ise 5-6 yaş düzeyi çocuklara yönelik 5-6 kişi ile oynanan, çocukların verilen bir konu üzerinde anlamlı cümleler kurabilme yeteneğini ön plana çıkaran bir oyun. (Bence bu oyun kesinlikle çocuklarla oynanmalı.) Oyun, şapkaların altına resimler koymakla başlıyor. Çocuk istediği şapkayı kaldırıp o resimle ilgili 2dk veya 1 dk'lık cümleler kuruyor ve söylüyor. Konuşmalar kasetçalara kaydedilip dinleniyor. En akıcı ve anlamlı konuşan oyunu kazanır :)


 Evet, bugünkü oyunlarımız bunlardı. Haftaya ilginç ve geliştirici oyunlarımızla yeniden görüşmek üzere :) :)